29 Mart 1996 tarihinde Torino Zirvesi’yle başlatılan Hükümetlerarası Konferans süreci sonucunda hazırlanan Amsterdam Antlaşması, 16-17 Haziran 1997 tarihli Amsterdam Zirvesi’nde onaylanmış ve 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yasal açıdan Amsterdam Antlaşması, Avrupa Birliği’ni kuran Maastricht Antlaşması ve Avrupa Toplulukları Kurucu Antlaşmalarının yanısıra, bazı ilgili kararları tadil etme amacı taşımaktadır. Bu çerçevede Amsterdam Antlaşması, Kurucu Antlaşmaların yerine geçmemiş, ancak onları tamamlamıştır. Amsterdam Antlaşması’nda yer alan temel değişiklikler şunlardır:
Konsey’de oy hakkının askıya alınması: Amsterdam Antlaşması’yla ilk kez, Kurucu Antlaşmalara üyelik için gerekli görülen bazı yeni koşullar eklenmektedir. Bu çerçevede temel hak ve özgürlükler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne riayet etmek, tam üyelik için bir koşul olmaktadır. Bu ilkelere aykırı davranma eğilimini sıklıkla gösteren ülkelerin AB Konseyi’ndeki oy hakkı, diğer üyelerin üçte birinin teklifi ve oybirliğiyle karar alması sonucu askıya alınabilecektir.
Topluluk Politikaları: AB’yi kuran Antlaşma’ya istihdama ilişkin yeni bir bölüm eklenmekte, kamu sağlığı ve tüketicinin korunması gibi politikalar ise geliştirilmektedir. Ayrıca dengeli ve sürdürülebilir kalkınma taahhüdünün gereği olarak, tüm Topluluk politikalarının tanım ve uygulamasına çevre boyutu entegre edilmektedir. İngiltere’nin çekincesini sona erdirmesiyle birlikte Sosyal Politika da Topluluk mevzuatının bir parçası haline gelmektedir.
Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası (ODGP): Savunma alanında askeri girişimlerin hedefleri yeniden tanımlanarak Petersberg Deklarasyonu çerçevesindeki misyonlar, AB savunma politikasının kapsamına alınmaktadır. Komuta ve kontrol fonksiyonlarının toplandığı Konsey Genel Sekreteri’ne ODGP Yüksek Temsilcisi ünvanı verilerek, bu görev bürokratik olmaktan çok siyasi bir konuma yükseltilmektedir. Dış politika alanında ise, Topluluğun dış ticaret müzakerelerindeki yetki alanı hizmetler ve fikri mülkiyet gibi yeni alanları kapsayacak biçimde genişletilmektedir.
Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği (AİAİ): Özellikle iltica ve göç konularıyla ilgili koordinasyonun güçlendirilmesi öngörülmekte, bu nedenle bu alanda üçüncü temel kapsamında yer alan ve halihazırda hükümetlerarası yöntemle ele alınan bazı konular, Topluluk politikaları (AB’yi kuran Antlaşma’ya yeni eklenecek IIIa Bölümü-vize, sığınma, göç ve kişilerin serbest dolaşımına ilişkin diğer politikalar) kapsamına alınmaktadır. Ayrıca yeni Antlaşma’yla Schengen mevzuatı, AB müktesebatı kapsamına dahil edilmektedir.
AB Kurumları ve Karar Alma Prosedürü: Topluluk faaliyetlerinin şeffaflığının artırılması amacıyla tüm Topluluk kurumlarının çalışmalarına ilişkin dokümanlara erişim kolaylaştırılmaktadır. Karar alma mekanizmasında ise ortak karar yönteminin uygulama alanı artırılarak, yasama yöntemi basitleştirilmektedir. Avrupa Parlamentosu’nun yalnızca Topluluk politikaları açısından değil, ikinci ve üçüncü temeller (bkz. Maastricht Antlaşması) çerçevesindeki rolü de artırılmaktadır. Ayrıca Komisyon Başkanı’nın atanması için Parlamento’nun uygun görüşü gerekli kılınmaktadır.
|